19 Eylül 2015 Cumartesi

Narsistik Ruh Hali

Büyüklük Hastalığı  

  Tarihte büyüklük hastalığına tutulmuş pek çok lider vardır. Temel kişilik özellikleri narsisistik olan Hitler, insanlık tarihinin en büyük savaşını çıkardı. Çok sevgi veren bir anne, liberal bir baba ve müzik tutkunu küçük Hitler!.. Yıllar sonra Faşist Hitler... Kendisini özel, üstün ve önemli görüyordu. Alman ırkını üstün ırk olarak kabul ediyordu. Etnik üstünlük düşüncesini Danvin'in "Tesadüfi varoluş, doğal ayıklama, üstün olanın yaşaması, güçlünün zayıfı yok etmesi" doktrini ile birleştirdi. Ona göre Alman ırkı üstündü, dünyaya hakim olmalıydı. Büyük balığın küçük balığı yutmaya hakkı vardı. Görüşlerini doktrin haline getirdi. Kitabını milyonlarca kişiye dağıtarak fikirlerine toplumu da inandırdı. Siyasette yöntem olarak da Machiavelli'nin "Hükümdar" kitabındaki yöntemleri uyguladı. Sonuç ortada, II. Dünya Savaşı.  
Hitler Bize Ne Öğretti? 

  Narsisistik ruh halindeki insanları iyi tanımalıyız. Hitler, Darwin'in biyolojideki tezini bile kendi amacı doğrultusunda kullanabilmiş bir ideologdu. Bu insanlar hesap verme duygusunu hep taşımalıydılar. Tanrı'ya hesap verme duygusu taşımayan bir insan bir süre sonra kendisini Tanrı gibi görüyordu. Vicdani hesap verme duygusu, toplumsal bir ihtiyaçtı. Toplumun liderlere hesap sormasına ihtiyaç vardı. Demokrasi kültürünün yaygınlaşmasını ve muhalefetin varlığını Hitler'e borçluyuz.  
Kavgaya Götüren Bir Kişilik 
  Narsisistlerin ben merkezci olmaları ve hak duygusunu hep kendi çıkarlarına göre kullanmalarının, toplumu adaletsizliğe ve barışın bozulmasına götürdüğünü söylemek kehanet olmaz. 
  Bugün ABD dünya nüfusunun %5'i ama dünya kaynaklarının %25'ini kullanıyor. Doyumsuz bir uluslararası sermaye var. Açlık sınırındaki dünya nüfusu artıyor. Fakat narsisislik ve doyumsuzluk devam ediyor. 
  Almanya coğrafyasında narsisist Hitler, doyumsuz Yahudi sermayesi kavgayı başlattı. Bugün dünyada narsisist ABD yönetimi, açgözlü.doyumsuz uluslararası sermaye varsa III. Dünya Savaşı yaklaşıyor demektir. 
  O halde bireysel ve küresel narsisizmi iyi tanımalıyız. 
  "Adalet örümcek ağına benzer; zayıf sinekler ona takılır, büyük sineklerse onu deler geçer" sözünün pirim yaptığı toplumlarda barış beklenemez. Adaleti delenler de hep özel muamele bekleyen, hukuku gerektiğinde rafa kaldırabileceğini düşünen narsisistlerdir. 
  Narsisistik kişiler, demokrasiyi kendi çıkarlarına hizmet etmedikçe sevmezler. Kendilerine dalkavukluk yapılmasını engellediği için demokrasiye "halk dalkavukluğu" denilmesinden hoşlanırlar.  


Bireysel Narsisizm 


  Narsisistik kişiliğin ana teması; büyüklük duyguları, başkalarını anlayamama ve başkalarının değerlendirmelerine aşırı duyarlılıktır. Narsisistik kişiler kendilerini özel ve önemli görürler, sıra' dan bir insan olmaktan çok korkarlar. Kendilerinin özel oldu' ğunu göstermek için daima çabalarlar. Tıpkı köpek balıklarının boğulmamak için devamlı yüzmek zorunda oldukları gibi, nar-sisistler de depresyonun derinliklerinde boğulmamak için övgüyle beslenir ve özel olduğu hissini hep yaşamak isterler. Bu ruh halinde bulunanları yakından tanımak için temel özelliklerini bilmek gerekir. 


Temel Özellikleri


 1. Kendilerinin önemli olduğuna ilişkin büyüklük duyguları taşırlar, başarı ve yeteneklerini abartırlar. 
2. Kendilerini özel ve önemli görürler, hep saygı görmeyi beklerler. 
3. Hayal dünyalarında güç, başarı, şöhret, para, güzellik ve aşk ön planda yer alır. 
4. Övgü ile beslenirler, kendilerine iltifat edilmesi için ortam hazırlarlar. 
5. Eleştiriye aşırı duyarlıdırlar. Kendilerine yapılan eleştiriye, iyi amaçlı eleştiri bile olsa aşağılanmış olma, öfke ve utanç duyguları ile tepki verirler. 
6. Menfaatçidirler. Kişiler arası ilişkileri kendi çıkarları için kullanırlar. Amaçlarına ulaşmak için, her türlü hile ve aldatmayı normal kabul ederler. 
7. Kendilerinin, ancak özel kişiler tarafından anlaşılabilecek kadar özel olduklarını düşünürler. 
8. Empati yapamazlar. Başkalarının ne hissettiğini, nelere ihtiyaç duyduğunu anlayamaz ve hissedemezler. Arkadaşları hastalanarak verdiği randevuya gelemezse buna kızar ve şaşırırlar. Onun bu mazeretini anlayamazlar. 
9. Kin, öfke ve kıskançlık duyguları fazladır. Acıma ve affetme gibi güzel duygulan kendi çıkarlarına göre hisseder ve bunları kullanırlar. 
10. Hak duygusu hep kendine yöneliktir. Hak kazandığı, kayırılması gerektiği, sırada beklememesi gerektiği, hep kendisine ayrıcalık yapılması gerektiği beklentisi içindedirler. 
11. Büyük ideallerine kavuştuklarında gerçek kişilikleri daha çok ortaya çıkar. Her masada farklı konuşmak, durumlara göre ilkelerini değiştirmek yaşam felsefeleridir. 


Narsistlerin Korkuları ve Başarıları 

Mezarlıkta ıslık çalarak geçmek korkan pek çok kimsenin yaptığı bir şeydir. Cesaret gösterisinde bulunurken gerçekte son derece korkuyorlardır. Fakat korkmuyor taklidi yapmak zorundadırlar, işte bunun gibi, narsistlerin bir kısmı eksiklik, aşağılık duygularını bastırmak için kendilerine güveniyor rolü yaparlar. Fakat bu rolü içselleştirdikleri için dışarıya güvenli gözükürler. 
  Korku ile güven arasındaki zihinsel duvar çok incedir ve her an yer değiştirebilir. Amacı bir insandan daha fazla bir şey olduğunu ispatlamak olan bir kişi düşününüz. Bu insanın en büyük korkusu sıradan bir kişi olmaktır. Dünyada, en büyük ve en değerli şey olarak kendilerini hissettikleri için, bunu kanıtlama çabası içinde çırpınırlar, çok çalışırlar. Bunun için yetenekli ve iddialıdırlar. Bilim, sanat, spor, politika, komutanlık, liderlik ve ticaret gibi rekabet edilen alanlardaki her şeyi, bu kişiler keşfederler dersek abartılı olmaz. Bu kişileri dengelemeye çalışan din adamlarının, azizlik ve velayet derecelerinin artması da insanlığa ikinci faydalarıdır. 
  Narsist insanların yaptıkları işlerden hoşlanırız, ama kişiliklerinden nefret ederiz. Liderlerin pek çoğu narsistlerden çıkar. Liderlik ile narsistlik birbirinden ince bir duvarla ayrılır. Liderlik bittiğinde narsisizm başlar. Liderlerin çevresindeki dalkavuklar, onların içlerinde bulunan narsist yönlerini besler ve büyütürler. Böylece liderlerini narsist bir canavar haline getirirler.  
  Bunun için demokrasi, insanlığın geldiği en ileri olgunluk düzeyi oldu. Çünkü, demokrasilerde muhalefet vardır. Eleştiri açıkça yapılır. Böyle bir ortamda lider narsisistlik eğilimindeyse, onun hatalarının, yanlışlarının, zayıf taraflarının söylenebilmesi bu halinin sorumlulukla dengelenebilmesini sağlar. Tarihte başarılı olmuş ve halkı tarafından sevilen liderlerin arkalarında, onu sorgulayan ve sorumlu davranmaya yönlendiren manevi bir liderin olması tesadüfi değildir. Eski Yunan'da Sokrates, Aristoteles, bizde de Akşemseddin ve Şeyh Edebali gibi pek çok bilge kişiler bu fonksiyonu ifa etmişlerdir. 

Öncelik İçgüdüsü Taşırlar 

  Bir narsisist, kendisi için iyi olanın tek yol olduğuna inanıyor ve bundan vazgeçmiyorsa, onun hata yapmasını beklemek, fakat onaylamadığınızı belli etmekten başka yapacak bir şey yoktur. 
  İnsanda içgüdüsel olarak ilk ve evvela kendini sevmek, kendi ihtiyaçlarına öncelik vermek duygusu vardır. Başkalarını düşünmek, başkalarının ihtiyaçlarını önemsemek, egomuzun hoşuna gitmez. Fakat insan gibi yaşamak için, egomuzun bu yönünü dengelememiz gerekir. Halk arasında çok kullanılan, "önce can sonra canan" sözü adil bir duygunun ifadesi değildir. Önce doğrular ve ilkeler gelmelidir. Can veya canan hoşlansa da, hoşlanmasa da "önce ilkeler" diyebilmek bilgece bir davranıştır. 
  Narsist kişilerde başkalarının ihtiyaçlarını, arzularını, yeteneklerini, isteklerini görme kabiliyetleri gelişmemiştir. Bu sebeple empati yoksunluğu onları sevenlere acı çektirir. Onları sevenler kimliksiz olmak zorundadırlar. 
  Benmerkezci narsistleri seven pek çok eş veya kişi, onların kendilerini sevmeme nedenini araştırırlar, ancak bulamazlar. Kusurları kendilerinde aramaya başlarlar. Böyle narsisistlerin sevgilileri hayatlarını mahvederler. Büyük çapkınların ve büyük politikacıların önemli kısmı narsisttir. Bir şeye ihtiyaçları olduğu zaman empatiye sahipmiş gibi davranır ve rol yaparlar. Etkileyici, çarpıcı, rol yapıcı davranışlarını çoğu zaman farkında olmadan gerçekleştirirler. Alçak gönüllü rolü oynarken bile narsistler egolarını parlatmaktadırlar. Ikiyüzlerden farklı olan yönleri ise bu davranışları kişiliklerinin gereği olarak yapıyor olmalarıdır.  


Satışı İyi Yaparlar 

  İnsanları etkileme, göz boyama konusunda narsistler çok başarılıdırlar. Karşı taraftaki kişinin neyi duymak istediğini çok iyi fark ederler. Hayranlık duygusu uyandırıncaya kadar bu işe devam ederler, ileri narsistler hayranlık duygusu uyandırdığı kişiyi artık yok sayar, onu küçümserler. 
  Kendilerini övmekten utanmazlar. Zeki narsistler gizli övünmeyi çok yaparlar. Toplantılarda soru sorarken, en az konuşmacı kadar çok şey bildiklerini göstererek yorumlar yaparlar. Kendisiyle dalga geçiyor rolü bile oynayabilirler; eğer bu iş alkış getirecekse...
  Narsistler ünlü kişileri etkilediklerini sözleri arasına sıkıştırırlar. Çevre tarafından akıllı ve yetenekli olarak bilinirler, ilk tanışmalarda çok etkileyicidirler. Uzun süren beraberliklerde bencil ve çıkarcı yapıları nedeniyle kendilerinden nefret ettirirler. Fakat elde ettikleri güç, para, şöhretle insanları kendilerine bağlarlar. 
  Vitrinleri dolu ama gönülleri boş olan böyle kişilere nasıl davranacağınızı birazdan okuyacaksınız. 


Çok Çalışırlar 

  En büyük korkuları sıradan bir insan olmak olduğu için, kendilerini üstün görmeye devam etmek amacıyla, başarılı olmak zorundadırlar. Çalışıp zafer kazanmak en büyük doyumlarıdır. 
  Çoğu işkoliktir, ne istediğini bilir ve amacına kilitlenir. Amerikan kapitalizmi yaratıcılığı ve üretimi arttırmak için bu kişilik özelliğine sahip olanları teşvik ediyor. Para, şöhret ve güç getiren işler sistemin motoru oluyor. Adil olmayan teşebbüslerin toplumda zayıfların ezilmesi sonucunu doğurarak sosyal barışı zedeleyeceğini söylemeye gerek var mı? 
  Her gittikleri yerde kırmızı halı ile karşılanmak isterler. Bu beklentileri karşılanmazsa bozulurlar ve acımadan muhataplarını bozarlar. 
  Eğitimli olmayan narsistlere sıra beklemek, kuyruğa girmek, çevrelerini temiz bırakmak, trafikte öne geçmek gibi davranışlar zevk verir. Kuralları ustaca atlatmak, insanları enayi yerine koymak, başkalarını kullanmak onları keyiflendirir. Böyle davranışları başkalarına anlatmak ise onlar için ayrı bir zevktir. 

Yarışmacıdırlar 

  Narsistik özellikteki kişiler rekabeti severler, ihtiraslı ve doyumsuz yapıları nedeniyle hep ölesiye mücadele ederler. Hiyerarşiyi çok iyi bilirler. Giyimleri, kullandıkları araba, kiminle birlikte göründükleri, yaşadıkları yerler tesadüfi seçimler değildir. Bir şeyi sevgi için yapmayı ve âşık olmayı aptalca görürler. Güç ve statü takıntıları nedeniyle kazanmak için ellerinden ne gelirse yaparlar. Hile ve yalan, amaca ulaşmak için gerekiyorsa kullanılacaktır. Machiavelli'nin felsefesi çok hoşlarına gider. "Gayeye ulaşmak için her yol caizdir" düşüncesi onlar için rehber olmuştur. 
  Hile ve yalanı kullanma eğilimleri, onları en tepede tutmaya götürebilir. Fakat balonları söndüğü zaman da narsistik yaralanma yaşarlar. Üzerinde düşünmeden yaşamlarına son vermeye karar verebilirler. Kendilerine göre yaşam sebepleri ortadan kalkmıştır. Kuyunun dibinde yaşamaktansa ölmek daha doğrudur onlara göre. iyi yarışmacı olsalar da kaybetmeyi bilmeyen bu kişiler mutlu olamazlar. 


Eleştiriye Tahammülsüzdürler 

  Hata yapmaktan çok korktukları için, hatalarının söylenmesini hemen kişiselleştirirler. En basit eleştiriyi kişiliklerine yapılmış bir müdahale, kendilerine atılan bir ok gibi görürler. Kendilerini aşağılanmış gibi hissederler, bu onları çok sıkar. Kendi hataları konusunda objektif davranabilme becerisi kazanamadıkları için, eleştiride ısrar ederseniz sizi suçlamaya başlayacaklardır. Sizin yanıldığınızı ispat etme çabası ilk yapacakları şeydir. Eğer eleştirinizde haklıysanız, sizi küçük düşürerek tatmin olma yolunu seçerler. Bu haliyle narsisti, zavallı bir çocuğa benzetebiliriz. Eleştiriyi kendisine haksız bir saldırı gibi algılar, söylenenleri doğru-yanlış ikileminden geçiremez ve etraflarında nefret uyandırırlar. Narsistik kişi ile ilişki kurmak zorunda iseniz, kararlı ve tutarlı olmalısınız. Ne istediğinizi tam olarak bilmelisiniz. Pazarlık yapmadan karar vermemelisiniz. Böyle insanlarla sağlamcı iş yapmak, bedeli peşin almak gerekir, yoksa çok incinirsiniz.  


  Yardım Sevmezler 

  Narsist kişilerin kendi çıkarlarının söz konusu olmadığı bir şeyi yaptıkları pek görülmüş değildir. Başka insanların çıkarları onların çıkarları ile çatışmadıkça çok uyumlu çalışırlar.
  En büyük tutkuları ve fantezileri dünyanın en akıllı, en yetenekli ve en iyisi olduklarına inanmalarıdır. Yardım ederken kendi isimlerinin geçmesi, heykellerinin dikilmesi, şirketlerinin başında adlarının yazması paradokslarıdır. Kendilerine iyi dedirtmek için yardım ederler. Bu nedenle gizli yardımı onlara yaptıramazsınız. Bu tarz reklama dönük yardımlar bunların egolarını cilalar. Kimliklerini belirtmeyen gizli yardıma onları zorlamak, ego eğitimleri için gereklidir. 


İlk Aşkları Kendileridir 

  Yaşadıkları diğer paradoks da sevecen görünmeleridir. Sevgi doludurlar, ilişkide oldukları insanları rahatlatırlar. Narsistlerin sizi sevdiklerini, sizi düşündüklerini boşuna zannetmeyiniz. Onlar sizdeki çıkarlarını severler. Sevgileri, hep koşullu sevgidir. Aşık oldukları, koşulsuz sevdikleri tek varlık kendileridir. Çıkarı yoksa en yakınlarını bile umursamazlar. Aynaya baktıkları zaman kendilerini görmezler, hayallerindeki kişiyi görürler. "Ayna ayna söyle bana, var mı benden daha güzeli?" sözü narsisizmin simgesi olmuştur. 


Tatminsizdirler 

  Sıradan insan olmak korkuları, hep daha çok şey istemeleri, yetinme duygularının olmaması onların hırslı olmalarına neden olur. 
  Kendilerinin gerçek sınırlarının neresi olduğunu bilemezler. Kendilerini bir bütünün parçası gibi görmemeleri ve her şeyi kontrol edebilecekleri duygusuna sahip olmaları, sürekli gerilimde olmalarına neden olur. Küçük bir düzensizliği, eleştiriyi ve hatayı tehdit olarak algılarlar. 
  Çevrelerinin ona hep haksızlık yaptığını düşünmelerini isterler, insanların kendilerini memnun etmek için yeterince çaba harcamadığına inanmaları, onları gerer. 
  Kendilerinden ve başkalarından beklenti standartları yüksektir. Bu sebeple çok sık sinirlenirler, istek ve emirlerinin insanlar tarafından kasten unutulduğunu düşünürlerse, huysuzlukları artar. 
  Canlan sıkıldığı zaman, herkesin de canını sıkarlar. Kazanamadıkları zaman çok öfkelenirler ve etrafta psikolojik terör havası estirirler. 
  Depresyona girme eşikleri çok düşüktür. Narsisistler kızgın, sinir bozucu, ruh karartıcı halleri sık yaşarlar. Depresyondadırlar, fakat bunu kabul etmezler. Depresyonu, "örtülü depresyon" şeklinde yaşarlar. Öfkelilik, içki-sigaraya düşme, unutkanlık, bedensel arazlar şeklinde maskelenmiş depresyonla hekime zorla başvururlar. 
  Mutlu olmayan, gergin, öfkeli, incitici ve küstah halleri nedeniyle zor insanlardır. Doymayı bilmezler, çünkü psikolojik olarak açgözlüdürler. 


Güçlü insanlar Yanlarında Barınamaz 

  Narsist kişiler, kendilerinden çok emindirler. Bu kendilerinden emin ve güvenli halleri, bunlardan kuşku duyan kişiler için çok çekicidir. 
  Narsistler birisini yanlarına almak istedikleri zaman, onun kendisini gezegendeki en iyi ikinci insan gibi hissetmelerini sağlarlar. Bu duyguyla, üstün bir insana yakın olmanın minnettarlığı ile elinden gelen her şeyi yapan ikinci adamlar, narsist kişinin en önemli yardımcılarıdır. 
  Minnet ve vefa duyguları pek yoktur. Daha az şey yapıp daha çok şey isterler, minnet duygusunu başkalarından beklerler. Başkaları, iyi insan olmak için kendilerine vermelidirler ve böylece sömürmeye devam ederler. Huysuzlaşırlar ve hata yaparlar. Böylece narsisist kişi yanında olanları tükürür atar. Güçlü yapıya sahip olanlar narsisistik kişinin kendilerini kullandığını hemen fark eder, ilkelerini ortaya koyar. Böylece onlarla yolları hemen ayrılır. Zayıf kişiler sürekli kendilerinden vererek ilişkiyi devam ettirirler. Aldıkları psikolojik tatmin onları yanlarında tutar. Kimliksiz kalmayı kabullenirlerse, beraberlik sürer gider. 

0 yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...